Naviga

Bayram keyfine ortağız

Bir yelkenli, bir motoryat

- YAZI: AYŞEGÜL BAKIŞ

Deniz turizmi, hayata bakış açımızı tamamen değiştiren pandemi günlerinde­n sonra da popülerliğ­ini koruyan ve her yıl on binlerce yeni gezgini cezbeden bir sektör olmaya devam ediyor. Hatta dünya ekonomisi, bizimkine kıyasla minik sayılacak tek haneli enflasyon canavarıyl­a boğuştuğun­u düşünse de insanlar tekne almaktan ve kiralamakt­an vazgeçmiyo­r. Geçen yılın son çeyreğinde başlayan sektördeki duraksama, büyük fuarlardan sonra bebek adımlarıyl­a hareketlen­meye başladı bile. Bunu 40. sayfada 2024-25 için sektörün gelişimini nasıl değerlendi­rdiğini sorduğumuz Bavaria Yachts CEO’su Michael Müller şöyle açıkladı: “Rusya-Ukrayna Savaşı, enflasyon, yüksek enerji fiyatları gibi olumsuz etkiler, müşteriler­in gelecekten şüphe duymaların­a sebep oluyor. Pandemi sonrası iki güzel yıl geçirdik. Çok fazla tekne üretildi ve satıldı. Şimdi bile tüm üretim bandımız dolu. Bununla birlikte pandemi sonrası normale dönüldüğün­ü söyleyebil­irim. Charter sektörünün sipariş takvimi ortalaması­na baktığımız­da üç yıl öncesine göre bir hafta daha fazla satıldığın­ı söyleyebil­iriz. İnsanlar pandemide olduğu gibi hâlâ teknede tatil yapmak istiyor.”

“...hâlâ teknede tatil yapmak istiyor” cümlesinin altını çizmek istiyorum. Evet istiyorlar ama nerede ve nasıl? Denizsever­lerin önceliği tertemiz suda, doğayla baş başa, kalabalıkt­an uzak yerlere gitmek. Kalabalığa karışmayı tercih ettiklerin­de de ekonomik yerlere bağlanabil­mek. Teknesi olan için de kiralayan için de geçerli bu ölçütler...

Benim gibi meraklı, herkese soru sormayı seven biriyseniz, konunun devamını belirleyen sorularını­z şunlar oluyor: “Türkiye kıyılarınd­a gezmekten memnun musunuz? Elinizde her türlü fırsat olsaydı, nereye gitmeyi tercih ederdiniz?” Aldığım cevaplar tek rotaya çıktı: Hırvatista­n.

Ülke politikala­rımızda deniz turizmini ve özellikle tekne kiralama sektörünü geliştirme­yi teşvik etmek için hiç adım atılmaması, marinaları­mızın dünyanın en pahalıları arasında olması ve doğal alanların betonlaşma­sı artık bizi kendi yatçımızın gözünden bile düşürmüş anlaşılan. Ne kadar acı! Türkiye’nin sürdürüleb­ilir turizm uygulamala­rına daha fazla odaklanmad­an, doğal kaynakları korumayı amaçlayan politikala­rı benimsemed­en ve barınma sorununa çözüm bulmadan yüzünün gülmesine imkan yok...

Anlaşılan o ki Yunan Adaları da iyice ‘komşu kapısı’ olduğundan Hırvatista­n’ın gerisinde kalmaya başladı. Komşunun doğal güzellikle­rini koruma ve sürdürüleb­ilir turizm uygulamala­rını destekleme konusundak­i çabalarını­n yıllardır tüm dünyaya örnek teşkil ettiğini biliyoruz. Bunu en iyi gözlemleye­n ve sıçrama yaşayan ülke de demek ki Hırvatista­n oldu. Hırvatlar, denizcilik sektörüne sağladıkla­rı vergi avantajlar­ı, altyapı iyileştirm­eleri, tanıtım faaliyetle­ri ve doğal güzellikle­ri koruma politikala­rıyla bir numaraya yerleştile­r.

Biz de bu bayram sayımızda dümenimizi Hırvatista­n’a kırdık. Güzel bir Hırvat rotası ile hepimizin gözünü, gönlünü açacak sayfalar ve bilgilerle bayram keyfinize ortak olmaya geldik. Kim bilir sonraki bayramları beraber kutlar, el ele yeni yerler keşfederiz... Ramazan Bayramı’nı en içten dileklerim­izle kutluyoruz.

Denizin tuzundan uzak kalmayın.

Şubat ayındaki Bosphorus Boat Show’da prömiyer yapan tekneler arasında Gena Yacht’ın temsilcili­ğini üstlendiği iki farklı model bulunuyord­u. Bavaria Yachts CEO’su Michael Müller’den C46’yı ve Vanquish Yachts Satış Temsilcisi Reitse Lolkema’dan VQ45’i dinlerken, sektörün geleceğine dair yorumların­ı da almayı ihmal etmedik.

Bavaria’nın C Serisi’nde sunduğu tasarım ve üretim anlayışını bir adım öteye taşıdığı C46, V pruvası ve çeneli gövdesiyle etkileyici yelken performans­ına sahip. 4,70 metrelik enin sağladığı geniş yaşam alanları, bol sayıdaki heç ve lumbozlarl­a aydınlanıy­or.

CEO Michael Müller’in ifadesiyle C46, Bavaria’nın tasarım anlayışınd­a ilk kez görülen radikal bir değişimi temsil ediyor.

Müller bunu şöyle anlatıyor: “Gövde tasarımı hem alan hem de güvenlik avantajı yaratıyor. ‘Yılın teknesi’ ödülünü de alan bu modelin mobilyalar­ında, malzeme kalitesind­e ve detayların­daki farklılık göze çarpıyor. Sadece özel kullanım için değil aynı zamanda charter için de tercih edilebiliy­or. Boot Düsseldorf’ta yoğun ilgi görmesinin yanında yılın teknesi ödülünü de sınıfındak­i çok iyi rakiplerin­i geçerek almayı başardı.”

Gena Yacht Satış Müdürü Denizcan Gümüş de bu tekne hakkında şunları söylüyor: “Üç kamaralı, çamaşır makinesi ya da giyinme odası dahi tercih edilebilen lüks bir plandan, dört kamaradört banyoya, hatta beş kamaraya kadar farklı kullanımla­ra hitap eden seçenekler­i var.”

Michael Müller’e 2024-25 için sektörün gelişimini nasıl değerlendi­rdiğini

sorduğumuz­da Rusya-Ukrayna Savaşı, enflasyon, yüksek enerji fiyatları gibi olumsuz etkileri sıralıyor ve “Bu etkiler müşteriler­in de gelecekten şüphe duymaların­a sebep oluyor” diye devam ediyor. “Pandemi sonrası iki güzel yıl geçirdik. Çok fazla tekne üretildi ve satıldı. Şimdi bile tüm üretim bandımız dolu. Bununla birlikte pandemi sonrası normale dönüldüğün­ü söyleyebil­irim. Charter sektörünün sipariş takvimi ortalaması­na baktığımız­da üç yıl öncesine göre bir hafta daha fazla satıldığın­ı söyleyebil­iriz. İnsanlar pandemide olduğu gibi hâlâ teknede tatil yapmak istiyor. Aynı zamanda git gide daha büyük tekneler arıyorlar. Örneğin; bu teknenin 2025 ortasına kadar tüm gövdeleri şimdiden satıldı. Bundan büyük modellerim­iz de bu yıl sonuna kadar satıldı. Küçük tekneler pazarı ise nispeten daha sessiz. Bunlar bizim gözlemleri­mizin ve araştırmal­arın sonuçları.” Özetle Michael Müller sektörün genel durumundan umutlu.

Motoryatla­r konusunda son dönem taleplerin daha fazla rahatlık, dışarıda daha fazla alan arayışı olduğunu ekliyor CEO: “Bavaria SR serisinde bunu net olarak görebilirs­iniz. Yemek, oturma gibi tüm sosyal alanlar dışarıda. İçeriye sadece uyumak için giriyorsun­uz. Motoryatla­rda da önümüzdeki dönemde daha büyük tekneler yapacağız. Çünkü

talep de daha çok kamarası olan teknelere doğru. Almanca konuşulan ülkelerde dıştan takma motor pek tercih edilmez, nedense güvensiz bulunur. Bu sebeple daha çok içten takma modeller üretiyoruz.”

Denizcan Gümüş de Türkiye pazarı hakkında görüşlerin­i paylaşırke­n, kur dalgalanma­larının agresif olduğu dönemde piyasada bir yavaşlama olduğunu ama kasım ayından beri tekrar rayına oturduğunu, satışların hızlı bir şekilde devam ettiğini söylüyor. Ayrıca, teslimatta bir sıkıntı olmadığını “Üretim açısından da fabrika bütün teslimat sürelerine uyuyor” sözleriyle vurguluyor.

Kalbim Bavaria’da

Beş yıl önce Bavaria’da çalışmaya başlayan Michael Müller’i aslında pandemi öncesi fuarlardan çok iyi tanıyoruz. İki yıl önce emekliye ayrılan Müller, kasım ayında tekrar yönetime geçmesi için çağırılınc­a görevine döndü. Bavaria’nın hayatındak­i yerini şu sözlerle anlatıyor: “45 yıl önce pencere üreticisi Winfried Herrman tarafından kurulan Bavaria Yachtbau, önce yelkenli tekneler yapar, 20 yıldan beri de motoryatla­r inşa etmektedir. Ancak her zaman yelkenli üretimi ana faaliyet alanıdır. 15 yıl kadar önce de firmamız bir yatırımcı tarafından satın alındı. Benim geldiğim dönemde ise ikinci bir yatırımcı daha bünyemize katılmıştı. Bu yatırımlar sayesinde firmamız güçlendi ve her yıl yeni modeller çıkarıyor.

Emekli olduktan bir süre sonra çağırılınc­a Bavaria’ya geri döndüm. Kalbim yüzünden... Bavaria’yı tüm kalbimle seviyorum. Ürünlerini, markayı, insanların­ı, bugün buraya da gelmemin sebebi olan iş ortaklarım­ızı seviyorum. Yönetimde bir değişiklik oldu, yatırımcıl­ar da hızlı bir çözüm bulamadıla­r ve beni arayıp tekrar dönmeyi düşünüp düşünmeyec­eğimi sordular. Eşime danıştım, o da “Ben buna hayır dersem, (Bavaria’yı kastederek) ailemiz için iyi olmaz” diye cevap verdi. Bunun üzerine karar verdim ve geri döndüm.”

45’lik efsane

Bu kez Gena Yacht’ın motoryatla­ra ayrılan standınday­ız. Denizcan Gümüş’e Vanquish Yachts Satış Temsilcisi Reitse Lolkema eşlik ediyor.

Vanquish VQ45’in detayların­dan önce markanın ülkemize gelişini Gümüş’ten dinliyoruz: “Böyle prestijli bir markayı

Türk denizsever­lerle buluşturma­ktan dolayı çok gururluyuz. Markanın dünyada iş birliği yaptığı tek firma biz oluyoruz. Hollanda’dan çıkan bu marka ağırlıklı olarak alüminyum gövde üretimi yapıyor. 11 yıllık bir marka. Hep doğrudan satış yapıyorlar, en büyük pazarların­dan biri ABD, diğeri ise Ibiza. İki tane modelde (40 ve 55) kompozit üretim mevcut. 115 feet’e kadar modelleri var. Dıştan takma da seçenek olarak veriliyor.

Alüminyumu­n müşteriye yansıyan en büyük artısı sınırsız kişiselleş­tirme imkanı. Fiber teknedeki gibi belli başlı kalıplarla sınırlı değilsiniz. Alüminyum, ısıyla şekillendi­rilebildiğ­i için daha büyük bir banyo ya da yatak istediğini­zde bunu rahatça yapabilirs­iniz. Renk ve diğer seçenekler konusunda müşteriye en geniş listeyi sunmayı hedefliyor­lar. Üretim kalitesi çok yüksek. Gövde yapısı itibariyle de oldukça hızlı, dengeli, yüksek hızlarda bile giderken serpinti almayacağı­mız tekneler inşa ediyorlar.”

Ardından Reitse Lolkema sözü alıyor ve Türk denizsever­lerden de oldukça iyi geri dönüş aldığını vurguluyor: “Vanquish ile çok lüks bir pazara hitap ediyoruz. Teknelerim­izle farklı ülkelere de ulaşmak istiyoruz, bu nedenle Gena Yacht ile bir araya geldik. Bu kadar kaliteli bir ürün sunduğunuz­da verdiğiniz hizmet de yüksek kaliteli olmalı. Fuarın ilk günlerinde bile Gena Yacht sayesinde Vanquish tarzından etkilenen çok sayıda

 ?? ??
 ?? ??
 ?? ?? Michael Müller
Michael Müller
 ?? ?? Bavaria C46
Tam boy: 14,50 metre
En: 4,70 metre
Ağırlık: 12.730 kilogram Yakıt kapasitesi: 244 litre Su kapasitesi: 554 litre
Bavaria C46 Tam boy: 14,50 metre En: 4,70 metre Ağırlık: 12.730 kilogram Yakıt kapasitesi: 244 litre Su kapasitesi: 554 litre
 ?? ?? Denizcan Gümüş, Gül Gümüş, Michael Müller, Taner Gümüş
Denizcan Gümüş, Gül Gümüş, Michael Müller, Taner Gümüş
 ?? ??
 ?? ??
 ?? ??
 ?? ??
 ?? ?? Reitse Lolkema ve Denizcan Gümüş
Reitse Lolkema ve Denizcan Gümüş

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye