Cumhuriyete giden yolun en önemli köşe taşı
İzmir, 9 Eylül’de bir kez daha tarihinin en gururlu anlarını hatırlıyor. 102 yıl önce zaferin adresi olan kent, Türk milletinin bağımsızlık mücadelesinin sembolü haline gelmişti. Bugün, İzmir’in özgür ruhu ve direnişin mirası, kutlamalarla yeniden hayat buluyor. 9 Eylül 1922’de Türk ordusunun İzmir’e girişiyle sonlanan işgal, yalnızca İzmir’i değil, tüm bir ulusu özgürlüğe kavuşturmuştu. Bugün, İzmir’in kalbinde yankılanan bu zaferin izleri, kentteki her sokakta, her köşede yeniden canlanıyor. İzmir, düşman işgalinden kurtuluşunun 102. yıl dönümünü büyük bir coşkuyla kutlamaya hazırlanıyor. Başta İzmir Valiliği ve İzmir Büyükşehir Belediyesi olmak üzere pek çok kuruluş bugün kent genelinde çeşitli kutlama programları düzenleyecek.
İZMİR, ZAFERİN DÜNYAYA İLAN EDİLDİĞİ YER OLDU
3 yıl 4 ay süren Kurtuluş Savaşı’nı imkânsızlıklar içinde imkânlar yaratarak kazanan Türk ordusunun, halkın bağımsızlığını dünyaya ilan ettiği yerin İzmir olduğunu hatırlatan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay, “İzmir’in kurtuluş günü olan 9 Eylül 1922, Türkiye’nin talihinin döndüğü tarihtir. Atatürk için İzmir, erken tarihlerden bu yana kurtuluş ülküsünün ifadesidir. Öyle ki daha Trablusgarp’a giderken 1911’de Urla karantinasındaki vapurdan, Fuat Bulca’ya yazdığı mektupta, ‘Vatanı kurtarmak için şimdiye kadar olduğundan ziyade gayret ve fedakârlık zorunludur’ demiştir. O ülküye, yıllar sonra Kurtuluş Savaşı’nın son evresinde varacaktır” diye konuştu. 26 Ağustos 1922’de Afyon Kocatepe’de başlayan Büyük Taarruz’un, 30 Ağustos’ta Dumlupınar’daki Meydan Muharebesi’nde düşmanın yenilgiye uğratılmasıyla zaferle sonuçlandığını hatırlatan Dr. Cemil Tugay, şöyle konuştu: “Gazi, 1 Eylül’de ‘ordular, ilk hedefiniz Akdeniz’dir, ileri’ komutunu verdiğinde, o hedef, İzmir’di. Türk ordusu, 9 Eylül’de son düşman askerinden İzmir’i kurtarınca Kurtuluş Savaşı’mız nihai zafere ulaştı. Atatürk, İcra Vekilleri Heyeti Başkanı Rauf (Orbay) Bey’e çektiği telgrafta, ‘birliklerimiz İzmir doğu sırtlarında düşmanın son direnişini kırdıktan sonra bugün mağlup düşmanla beraber İzmir’imize zaferle girdik. Ben yarın öğleden itibaren İzmir’de bulunacağım’ diyerek zaferi ilan etti. Halk, askerlerimizin üzerine çiçekler yağdırdı. Yüzbaşı Şerafettin Bey, yüzündeki kana bulaşan bayrağı, gözyaşlarıyla göndere çekti. Tüm ülke, bayram yerine döndü. O gün, bugündür; İzmir’in dağlarında çiçekler açar.” Mustafa Kemal Paşa’nın 9 Eylül’de karargâhıyla birlikte vardığı Belkahve’den İzmir’i seyrederken şehrin ufkundan görünenin cumhuriyetin ışığı olduğuna söyleyen Tugay, “Atatürk o günü 12 Ekim 1925’te, ‘arkadaşlar, bütün hayatımda pek sevimli geçirdiğim bir gece vardır. O gece, ordumuzun İzmir’e girdiği günün burada geçirdiğim gecesidir’ şeklinde anlatır. İzmir’in kurtuluşuyla sonuçlanan Milli Mücadele; sonunda bağımsızlığın, barışın, cumhuriyetin ve demokrasinin beklediği bir yolculuktur. Bu yüzden 9 Eylül, kurtuluşun ve kuruluşun bayramıdır. Böylesi bir mirası devralan bizlere düşen ise çağdaş, demokrat, laik Türkiye Cumhuriyeti’ni korumak, ‘muasır medeniyetler seviyesine’ yükseltmektir. Bilimin, sanatın, hukukun, aydınlanmanın yolundan şaşmadan; ‘yurtta barış, dünyada barış’ ilkesini bir gün bile aklımızdan çıkarmadan dünyaya ilham vermeye devam edeceğiz. Tarihimize saygımızla, günümüze ve geleceğimize sorumluluğumuzla bağımsızlığımızdan vazgeçmeyeceğimize, Mustafa Kemal Atatürk’ün yolundan ayrılmayacağımıza, yeni kuşakları bu bilinçle yetiştireceğimize, İzmir’in dağlarında her daim çiçekler açtıracağımıza söz veriyorum. 102. yılında İzmir’in kurtuluş, cumhuriyetin kuruluş bayramı 9 Eylül kutlu olsun” dedi.