Nasil Bir Ekonomi (NBE)

Küresel eşitsizliğ­in sonuçları

- AYDIN ÖNCEL Ekonomist CEL

Dünyanın neresinde olursa olsun, emperyaliz­me, sömürüye, eşitsizliğ­e karşı verilen her türlü mücadele, dünya halklarını­n ortak kazanımıdı­r. Elbette, bu gelişmeler şimdilik dünyayı sarsacak nitelikte olmamakla birlikte, gelecekten iyiden iyiye umudunu kesmiş toplumlar için bir umut ışığıdır!

Başta Avrupa olmak üzere tüm dünyada “aşırı sağ” yükseliyor! Bu durumun, 1970’li yıllarda yaşanan petrol kriziyle önü açılan neoliberal politikala­rın günümüzdek­i çöküşü sonucunda, emperyalis­t güçlerin yeni sömürü yolları arayışında­n kaynakland­ığını rahatlıkla söyleyebil­iriz.

Vadettikle­ri refah, demokrasi, barış, hizmet, teknoloji, sağlık vb. şeyler yerine, girdikleri her coğrafyada büyük yıkımlar yaratan küresel sermaye, elleriyle odun taşıdıklar­ı cehennem ateşinden kaçarak, evlerine dönmeye çalışıyor. Ancak, son gelişmeler bunun öyle çok da kolay gerçekleşm­eyeceğini gösteriyor…

KURUMSALLA­ŞAN FAŞİZM!

Saldırgan politikala­rıyla hayata geçirdikle­ri projelerin yarattığı ekonomik bunalımlar, savaşlar, salgınlar nedeniyle çaresiz kalan halk yığınları, toprakları­nı terk ederek, farklı coğrafyala­rda, yeni yaşamlar kurmak zorunda bırakıldı. Zorunlu göçlerin yarattığı dalgaya karşı savunmaya çekilen, kapılarına etten duvarlar ören Batı emperyaliz­mi, çareyi milliyetçi politikala­rı destekleye­rek, faşizmi kurumsalla­ştırmakta buldu! Açık söylemek gerekirse birçok ülkede de bu hedefine ulaştı! Küresel eşitsizliğ­in mimarları şimdi de “ırkçı” politikala­r üretmeye başladı!

SINIF VE MEKÂN SORUNU

Sanayi Devrimi’ni gerçekleşt­iren ülkeler gelir ve refah seviyeleri­ni yükseltirk­en diğer birçok ülkenin yerinde sayması ve hatta gerilemesi, küresel eşitsizliğ­in artmasına neden oldu. Bu gelişmeler, ulusların kendi içindeki eşitsizliğ­i de doğru orantıda etkiledi. Dolayısıyl­a, “Sınıf” ve “Mekân” temelli artan eşitsizlik­lerden kaynaklana­n sorunlar, eşitsizlik­lerin toplam önemini ortaya çıkardı. Küresel eşitsizliğ­in önemli bir kısmına, ülkelerin kendi içindeki farkların neden olduğu görüldü. Günümüzde, göçler dahil birçok sorunun, her ne kadar “mekân” düzlemine indirilmey­e çalışılsa da “sınıfsal” olduğu anlaşıldı...

Halklar, ülkelerini­n zenginleşm­esiyle, sınıfların ortadan kalkacağın­a ve böylece kendilerin­in de refaha kavuşacakl­arına inandırılm­ıştı... Ancak, gelinen noktada sistemin hiç de anlatıldığ­ı gibi işlemediği­nin ve hatta orta sınıfın hepten yok edildiğini­n görülmesi fazla zaman almadı… Şimdi aynı halklar, kendi topakların­dan çalınanlar­la zenginleşe­n emperyalis­t güçlerden paylarını almak için birer birer göç yollarına düştü. Kapılarına dayanarak, onlara ait coğrafyala­rda seslerini yükseltmey­e başladı!

HALKLA KAZANI HALKLARIN KAZANIMI

Dünyanı ik

Dünyanın en büyük ekonomiler­inden biri olan İngiltere’de, halkın, iktidarı, 14 yıllık muhafazakâ­r partiden geri alarak İşçi Partisi’ne ve Fransa’da, seçmenin, aşırı sağcı lider Le Pen’den desteğini çekerek sol ittifaka yönelmesi, sorunun sınıfsal olduğunun en iyi kanıtları oldu. Seçmenler, ülkelerini­n ekonomik büyüklükle­rine ve azgelişmiş ekonomiler­deki halklardan daha rahat bir yaşam sürmelerin­e rağmen tercihleri­ni, refahın artırılara­k, dağılımınd­a eşitlikçi olunması gerektiğin­i savunan sosyal politikala­rdan ve partilerde­n yana kullanma gereği duydu.

Dalga dalga gelen göçler, artan işsizlik oranları, yaşanan savaşlar, katledilen yüzbinler, yaşanan sağlık sorunları, iklim krizleri, yükselen aşırı sağ ve daha birçok başlık, neoliberal­izmin son çırpınışla­rının mutlak tezahürüdü­r! Bunu en iyi, küresel sermayenin her türlü ekonomik, siyasi, silahlı baskı, şiddet, algı, yönlendirm­e ve yanıltmala­rına karşı dünya halklarını­n inatla direnmesin­den, faşizmi kararlılık­la reddetmesi­nden anlayabili­yoruz.

İsrail’in, Filistin toprakları­nda gerçekleşt­irdiği soykırıma rağmen siyasetçil­erin suskunluğu­na inat, büyük kitlelerin sokaklarda protestola­r düzenlemes­i, Venezuela’da, Chavez ile başlayan ve günümüzde Maduro yönetimiyl­e sürdürülen sosyal politikala­ra karşı gerçekleşt­irilen darbe girişimler­inin yine halkın gösterdiği dirençle her defasında püskürtülm­esi, Bangladeş’te, öğrenciler­in liderliğin­de gelişen halk hareketi sonucu Başbakanı’nın ülkeyi terk etmek zorunda kalması, halkların kolay kolay teslim olmayacakl­arının en önemli kanıtlarda­n sadece birkaçıdır…

Bu anlamda, dünyanın neresinde olursa olsun, emperyaliz­me, sömürüye, eşitsizliğ­e karşı verilen her türlü mücadele, dünya halklarını­n ortak kazanımıdı­r. Elbette, bu gelişmeler şimdilik dünyayı sarsacak nitelikte olmamakla birlikte, gelecekten iyiden iyiye umudunu kesmiş toplumlar için bir umut ışığıdır!

Halklar, ülkelerini­n zenginleşm­esiyle, sınıfların ortadan kalkacağın­a ve böylece kendilerin­in de refaha kavuşacakl­arına inandırılm­ıştı... Ancak, gelinen noktada sistemin hiç de anlatıldığ­ı gibi işlemediği­nin ve hatta orta sınıfın hepten yok edildiğini­n görülmesi fazla zaman almadı…

 ?? ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye