KAÇIRILAN ATILIM FIRSATLARI ÜÇ GELECEK SENARYOSU
FARUK Türkoğlu’nun yakın dönem kitaplarından “Neden Geç Kaldık, Nasıl Yetişiriz” i yeniden gözden geçirdim. Kitabın “Kaçırılan Atılım Fırsatları 2002-2022” bölümünün sonunda “Üç Gelecek Senaryosu” kaleme almıştı:
Mevcut Politikalar Devam Ederse:
▶ Yeni bir büyüme stratejisi ve sanayi politikası hazırlanmadan faiz, kur ve fiyat politikalarının 2021 sonbaharındaki içeriği ile devam ettirilmesi durumunda ihracat belirli bir dönem süresince yükselebilir.
▶ Ancak bu yükselişin sürekli olması için kurların devamlı artması ve kur artışlarının geçişkenliğinin yani fiyat artışına yansıyan etkisinin sınırlı düzeyde kalması gerekir. Türkiye’de geçişkenlik yüksek olduğu için enflasyon bir süre sonra ihracatı kazançlı olmaktan çıkarabilir.
▶ Negatif reel faiz küçük tasarrufçunun bankadaki parasını eritir. Artan fiyatlar, satın alma gücünü azaltır, sosyal huzursuzluk artar.
▶ Bu politikanın uygulanmasında kredi genişlemesine bağlı belirli bir yılda yüksek büyüme oranına ulaşılabilir. 4 yıllık bir süre içerisinde ise büyüme yüzde 3 dolayında kalabilir.
İstikrar ve Yatırım Senaryosu:
▶ İnşaata dayalı büyüme modeli yerine “yeniden sanayileşme politikası” uygulanması, yerli ve yabancı sermayenin yatırım eğilimini güçlendirebilir. Fiyat, faiz ve kur politikasında istikrara yönelik önlemler de yatırımların canlanmasına katkıda bulunabilir.
▶ Gümrük Birliği’nin güncellenmesi, hukuk devleti kurallarının uygulanması, kurumların bağımsızlığı ve demokrasinin derinleştirilmesi konularındaki reformlar ekonomiyi olumlu etkileyebilir.
▶ Bu önlemlerin hayata geçirilmesi, 4 yılda ortalama büyüme oranını yüzde 4.5’e yükseltebilir. Kur istikrarı devam ettiğinde, Türkiye en geç 2027’de Dünya Bankası’nın yüksek gelirli ülkeler ligine yükselebilir.
Bilim ve Teknolojide
Atılım Stratejisi:
▶ İstikrar ve atılım senaryosunun tüm unsurlarıyla birlikte bilim ve teknolojiye dayalı “yeni bir büyüme stratejisi” uygulanınca, Türkiye yıllar sürecek büyüme ivmesi yakalayabilir. ▶ Devletin mevcut araştırma enstitülerini güçlendirmesi ve daha dinamik hale getirmesi, tek veya az sayıda konuya odaklanmış yeni enstitüler kurması, temel bilimler öğretiminin hızla geliştirilmesi ilk adım olabilir.
▶ Araştırmanın maliyetinin yüksek olduğu alanlarda “geliştirme” sürecine öncelik verilebilir. Araştırma, geliştirme ve ticarileştirme faaliyetlerindeki yetkinlik, ihracatı kalıcı olarak artırıp, ithalatı azaltabilir.
▶ 2035’e kadar devam edecek bir perspektif, planın ödünsüz uygulanması, Türkiye’yi “teknoloji ülkesi” konumuna getirir. Cari işlemlerin kalıcı olarak fazla vermesi ekonomiyi prangalarından kurtarabilir. 4 yılda yıllık ortalama büyüme yüzde 6’ya yükselebilir.