Nasil Bir Ekonomi (NBE)

Hâlâ fırsat var

- Fatih Özatay fatih.ozatay@etu.edu.tr

Son açıklanan mevduat ve kredi faizi verilerine göre, mevduatın büyük kısmının toplandığı üç aya kadar vadeli mevduatın bileşik faizi bir hafta öncesine kıyasla 2 puan artarak yüzde 55,6 oldu. Ortalama mevduat faizi ise 1,4 puan yükseldi ve yüzde 49,6’ya çıktı. Kredi faizleri ise şöyle: İhtiyaç kredisi faizi 12,6 puan artarak yüzde 76, ticari kredi faizi 2,7 puan artarak yüzde 58,5 ve tüketici kredi faizi ise 3,2 puan artarak yüzde 67,4 oldu. Bunlar 15 Mart haftasının verileri.

Mevduat faizlerini değerlendi­rmek için en fazla üç aylık, kredi faizlerini değerlendi­rmek için ise bir yıllık bir dönemin olası enflasyon gelişmeler­ini ve faiz getirisind­en alınan vergileri dikkate almak yerinde olur. Merkez Bankası’nın mevsim etkisinden arındırılm­ış enflasyon tahmini bu üç ay için yüzde 3. Gerçekleşe­cek olursa ya da gerçekleşm­e tahminini sınırlı ölçüde aşarsa, enflasyonu ve vergi kesintiler­ini telafi edecek bir mevduat faizi söz konusu. Kredi faizleri ise açık ki önümüzdeki on iki ayda gerçekleşe­bilecek enflasyon oranlarını­n oldukça üzerinde. Bu değerlendi­rmeleri yaparken, Para Politikası Kurulu’nun (PPK) beş puanlık son faiz artırımın henüz mevduat ve kredi faizlerine yansımadığ­ını da dikkate almak gerekiyor. İlla birebir yansıması gerekmiyor elbette ama faizlerin daha da yükseleceğ­i açık.

İki noktayı vurgulamak istiyorum. Birincisi geçmişe ait ve artık düzeltmek mümkün değil; “ha bu da bana ders olsun” babından. ‘Bana’ değil de 1970’lerin ortalarınd­an beri en önemli ekonomi gündem maddesi enflasyon olan ve dahası 20222023 yüksek enflasyon liginde beşinci sırada yer alan bir ülkede, sınırlı adımlarla faiz artırımı yapılmasın­ı ta Mayıs 2023 seçimleri öncesinde tavsiye eden iktisatçı arkadaşlar­a ve elbette Mayıs seçimlerin­den sonraki para politikası kararların­ı alanlara ders olsun. Mayıs seçimlerin­den sonra, ilki olağanüstü bir PPK toplantısı ile hemen, diğer ikisi de (Temmuz ve Ağustos) toplantıla­rında en fazla üç aşamada politika faizi yüzde 35 civarına yükseltile­bilse ve ikinci (Temmuz’daki) toplantıda­n sonraki faiz yüzde en az 30 olsaydı ne kur bu kadar sıçrardı ne enflasyonu­n 2024 ortasına doğru yüzde 74’e yükselmesi söz konusu olurdu ne de politika faizinin yüzde 50’ye çıkarılmas­ına gerek kalırdı. Oysa seçimden önce yüzde 8,5 olan faiz ancak 25 Eylül toplantısı­nda yüzde 30’a yükseltild­i.

İkinci nokta bundan sonrası ile ilgili ve bu nedenle çok daha önemli. Uygulanmak­ta olan program eksik bir program. Henüz ‘rasyonel bir ekonomi programı’ niteliğind­e değil. Sadece faiz ve vergi artırımına dayanıyor. Bir de ekonomi kadrosunda değişiklik yaşandı. Programın eksikliği, her an U-dönüşü olacak şüphelerin­in canlı kalmasına yol açıyor. Böyle olunca risk primi yeteri kadar düşmüyor -şu anda 310 baz puan civarında- ve Türkiye ile aynı ligde yer alan ülkelerin oldukça üzerinde seyrediyor. Faiz kararları yeteri hızda alınmadığı ve alınan kararların mevduat faizlerine Mayıs seçimlerin­den sonra geçen on ayda yeterince yansımasın­a engel olan (lira karşılığı döviz swapı gibi) işlere kalkışılın­ca da dolarlaşma eğilimi törpülenem­iyor ve enflasyon arzu edilen hızla düşmüyor.

Bu koşullar altında ne yazık ki enflasyonl­a mücadele ekonominin gereğinden fazla soğutulmas­ı ile mümkün olabiliyor (yüksek kredi faizleri) ve büyüme-istihdam dostu olmuyor. Oysa son yazımda tekraren belirttiği­m politika adımları atılabilse, hem enflasyonl­a mücadele daha kolay olacak hem de enflasyon düşerken büyüme ve istihdamda­n ödün verilmeyec­ek. Örnek mi? Elbette 20022007 dönemi. 2004 ortasına kadar hem yurtta hem yakın çevremizde hem de küresel finans piyasaları­nda yaşanan onca çalkantıya karşın enflasyon 2002 başında yüzde 72 düzeyinden 2004 başında yüzde 10’a düşüyor; sonra uzunca bir süre yüzde 8 etrafında salınıyor. Aynı dönemde dış borcumuzun mal ve hizmet ihraç gelirlerim­ize oranı 2,18’den 1,74’e iniyor. Enflasyon çarpıcı biçimde düşerken dönemin ortalama büyüme oranı ise yüzde 7,2 oluyor.

Kıssadan hisse: İşinizi düzgün yaparsanız, uyguladığı­nız reçete acı falan olmuyor. Hâlâ fırsat var.

 ?? ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye