“Ortadoğu ve Kızıldeniz’deki olumsuz gelişmeler bakliyat ticaretini etkiliyor”
Türkiye bakliyat ihracatının da yüzde 60’ının geçtiği Kızıldeniz rotasında gemilere saldırılmasının maliyet artışı, talep azalışı, rekabet kaybı ve tedarik zinciri aksaklıklarına yol açtığını belirten Küresel Bakliyat Konfederasyonu Yönetim Kurulu Üyesi Fethi Sönmez, alternatif rota ve pazar vurgusu yaparak, bölgede acilen güvenlik sağlanması gerektiğini söyledi.
Bölge ve uluslararası arenadaki bakliyata yönelik gelişmeleri değerlendiren GPC (Küresel Bakliyat Konfederasyonu-Global Pulse Confederation) Yönetim Kurulu Üyesi Fethi Sönmez, sektörüne dönük sorunları ve çözüm önerilerini dile getirdi. Gıda güvenliği ve çevre koruması açısından sürdürülebilir tarım politikalarında bakliyatın önemli bir yer tuttuğuna dikkat çeken Fethi Sönmez; bitkisel protein, lif, vitamin, mineral ve antioksidan kaynağı bakliyatın, sağlıklı ve sürdürülebilir beslenme seçeneği sunduğuna işaret etti. Bakliyatın iklim değişikliğine uyum sağlayabilen, hastalık ve zararlılara dayanıklı geniş bir genetik çeşitliliğe sahip olduğunu aktaran Fethi Sönmez, “Bakliyat ıslahı, biyoteknoloji, tohum kalitesi, verim-kalite artırıcı teknikler, yeni çeşitlerin geliştirilmesi konularındaki Ar-Ge faaliyetleri, sürdürülebilir tarımın verimliliğini artırıyor. Gıda formülasyonlarında kullanılabilecek fonksiyonel ve teknolojik özelliklere sahip bakliyattaki proteinler; jel oluşturma, emülsifiye etme, su ve yağ tutma gibi özellikleriyle hayvansal proteinlerin yerini alabilir. Kozmetik ve ilaçta kullanılan bakliyat, gıda sanayinin çeşitliliğini ve rekabet gücünü yükseltiyor” dedi.
Alternatif rota ve pazarların geliştirilmesi bekleniyor
Her anlamda stratejik bir ürün grubu olan bakliyatta, Ortadoğu ve Kızıldeniz'deki çalkantılı süreçlerle acil çözüm gerektiren bir döneme girildiğinin altını çizen Fethi Sönmez, “Ortadoğu'daki sıcak gelişmeler ve Kızıldeniz'deki sorunlar bakliyat ticaretini olumsuz yönde etkiliyor. Avrupa ve Asya arasındaki en kısa denizyolu olan Kızıldeniz, küresel ticaretin yaklaşık yüzde 12'sinin geçtiği bir rota. Burada uluslararası ticari gemilere saldırılması nedeniyle seyir güvenliği tehlikeye girdi, navlun fiyatları yükseldi, gemi trafiği aksadı ve gecikmeler yaşandı. Ülkemiz bakliyat ihracatının yaklaşık yüzde 60'ı Kızıldeniz üzerinden geçerek Asya ve Afrika ülkelerine yapılıyor. Bakliyat ticaretinde maliyet artışı, talep azalışı, rekabet kaybı, tedarik zinciri aksaklıkları ve güvenlik riskleri sorunlarına yol açan Kızıldeniz'deki kriz; üretici, ihracatçı, tüketici ve lojistik firmalarını olumsuz etkiliyor. Bakliyat ticaretinin sürdürülebilirliği için alternatif rota ve pazarların geliştirilmesi, bölgesel iş birliği ve diyalogun artırılması, uluslararası hukukun ve deniz güvenliğinin sağlanması gibi çözümler üzerinde çalışılması gerekiyor” diye konuştu.
Nohut ve kırmızı mercimekteki iddia sürüyor
Türkiye'nin üretim ve ticaretine de değinen Fethi Sönmez, ülkede her yıl 1,5 milyon tona yakın bakliyat üretimi yapıldığını kaydetti. Üretimin büyük bir kısmının nohut, kırmızı mercimek ve fasulyeden oluştuğunu anlatan Fethi Sönmez, “Dünya genelinde bakliyat ekim ve üretimi artarken, ülkemizde ekili alan ve üretimde düşüş gözleniyor. Tarım ve sofra kültürümüzün temel taşı bakliyatta ülkemiz, nohut ve kırmızı mercimekte dünyanın önde gelen üreticilerinden. Öz üretimimiz ve Dâhilde İşleme Rejimi kapsamındaki ticari operasyonlar elimizi güçlendiriyor. Ticaretin yanında iç tüketim konusu da çok önemli. Ülkemizde bireysel bakliyat tüketimi, dünya bireysel tüketimin yaklaşık iki katıdır. Bakliyat ve türev ürünlerin tüketiminde gıda güvenliğine hassasiyet gösteren üreticilerin gerçekleştirdiği yatırım ve Ar-Ge çalışmaları, sektöre pozitif katkı sağlıyor” ifadelerini kullandı.