Cumhurbaşkanı zor konunun kapağını açtı
Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK) tarafından beşinci kez düzenlenen Ortak Paylaşım Forumu (OPF) Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın katılımıyla 5 Ocak günü yapıldı. Çalışma hayatı ve ekonominin taraflarını bir araya getiren başarılı süreç bir hayli olgunlaşmış görünüyor. Gündeme alınan konuların önemi yanında, taraflar kamuoyuna net mesajlar verme fırsatı da buluyor. Aslında OPF
Cumhuriyetin 100. Kuruluş Yılı nedeniyle her zaman olduğu gibi yılın sonunda yapılacaktı ancak gündem yoğunluğu nedeniyle ertelendi ve Ocak ayına alındı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın forumdaki konuşması hem Forumun başarısı, hem de çalışma hayatı açısından verilen mesaj nedeniyle öne çıktı.
Cumhurbaşkanı’nın “özel kanunları ve düzenlemeleri de kapsayacak şekilde” yeni bir İş Kanunu hazırlanmaya başlandığını açıklaması ise önümüzdeki dönemin ana gündemlerinden biri haline gelecek. Temel bilgileri verecek olursak, Cumhurbaşkanı’nın ifadesinde geçen özel kanunlar Basın İş Kanunu ve Deniz İş Kanunu. Pek bilinmez ancak bu iki özel kanun kapsamında çözülemeyen uyuşmazlıklar İş Kanunu ile değil, Borçlar Kanunu ile ilişkilendirilir. Her ikisi de kendi alanının özelliğinden dolayı emeği korumaya yöneliktir. Her ne kadar özellikle Basın İş Kanunu, bazı açılardan İş Kanunu’ndan geri kalsa ve temel olarak verdiği haklar, üst mahkemelerin kararlarıyla aşındırılıp yok edilse de önemli bir kanun. Bunun dışında Cumhurbaşkanı’nın işaret ettiği özel hükümlere bakıldığında İş Kanunu içinde, ağır işçiler, madenlerde çalışan işçiler gibi çok sayıda özel grup için düzenlemeler var.
Yeniden şekillendirilmiş, sistematiği tam oturtulmuş bir kanun ile hepsinin toplanması akılcı görünürken bu konu neden zor? Çünkü, işveren kesiminin bu düzenlemeden tek beklentisi başta işe girişçıkışlar olmak üzere esnekleşme, uzaktan çalışma, saat başı ve geçici, süreli çalışma gibi yeni teknolojik çalışma modellerinin eklenmesi, kıdem tazminatının yeniden düzenlenmesi. Bütün bu unsurlara bir de mevcut şirketlerin verimsizliğinin eklenmesi var. Elbette iş kanunlarında, çalışma hayatında mevzuat değiştirilebilir, esnekleşme yönünde adım da atılabilir ancak artık “yapısal sorun” arasına alınması gereken verimsizlik sorununu çözülmeden, emeğin baskı altına alınmasıyla kazanılacak zaman, ancak ve ancak sorunun halının altına süpürülmesinden ibaret kalacağı ortada.