ILHAM PERISI KENDISI OLANLARA...
Fée Muse “Unlock the Goddess in You” adlı koleksiyonun detaylarını, markanın kurucuları Eslem Taşkın Niğdelioğlu ve Sinem Taşkın’dan dinliyoruz.
Unlock the Goddess in You” koleksiyonunun hikayesini dinleyebilir miyiz?
Fée Muse markası olarak her zaman kadınların içindeki gücü, ışıltıyı ortaya çıkarmasına ve görünür olmasına ortak olmayı amaçladık.Bu koleksiyonun hikayesi de tüm kadınların içinde var olduğuna inandığımız tanrıçaya ithafen başladı. Hem mitolojik tanrıçaların gücünden, zarafetinden hem de modern kadının özgüveninden esinlendik. Bizim için tanrıça kavramı içsel gücün ve zarafetin simgesi. Ve her mitolojik karakter gibi her kadının da eşsiz olduğuna inanıyoruz. Unlock the Goddess in You koleksiyonundaki parçaların tüm detaylarıyla bu eşsizliğe ortak olmasını istedik. Koleksiyonumuzun temel fikri kadınların günlük yaşamlarında ve özel hayatlarında benzersiz birer tanrıça gibi hissetmesi. Ürünlerin farklı şekillerde giyilip kombinlenmesi hem özel günlerde hem günlük tercih edilebilir olması, üst üste veya ayrı ayrı giyilebilir olması kullanıcıya çeşitlilik ve özgünlük imkânı tanıyor.
Koleksiyonunuzda bulunan desenlerden renk skalasına kadar birçok detay hakkında bilgi verebilir misiniz?
Koleksiyonda farklı ekose desenleri, çiçek desenleri, leopar ve çizgili desenlerin yanında bej, krem, ekru, lacivert, siyah, hâkî, beyaz ve bordo gibi renkler kullandık. Bu renklerin ve desenlerin birbirini tamamlamasını zaman zaman da zıtlıkların bir bütün oluşturmasını amaçladık. Çeşitli kurdeleler, birbirinden farklı düğmeler kullanıyoruz. Bunlar da bizi en iyi yansıtan detaylardan bazıları bize göre. Bu detaylarla birlikte farklı desenleri ve renkleri bir puzzle parçası gibi düşündük. Tüm parçalar bir bütünü oluşturuyor.
Korse seçimi riskli olabiliyor, bu noktada ne gibi tüyolar verebilirsiniz?
korse kullanmayı riskli değil aksine kurtarıcı olarak görüyoruz. Çünkü vücut hatlarını zarifçe şekillendirmesinin yanı sıra her kadının dolabındaki basic parçalarla dahi kombinlenerek etkileyici bir görünüm oluşturabiliyor. Üstelik farklı parçalarla giyilmeye ve özgün yorumlaya çok uygun.
Bu tasarımlar kadınlara nasıl bir güç ve özgüven kazandırıyor, ne gibi mesajlar veriyorsunuz?
Evet bu tasarımlarımızın kadınlara güç ve özgüven kazandırmasını amaçladık. Çünkü hep söylediğimiz
gibi, bize göre kendine güvenen kadını hiçbir şey durduramaz. Toplumda birçok kadının iş hayatında veya sosyal hayatında nasıl zorluklar yaşadığını hepimiz biliyoruz. Kadınlar Çoğu zaman geri planda durmak zorunda kalabiliyor. Biz her zaman görünmekten korkmamayı savunuyoruz. Kadınların hem iç dünyalarında hem dış dünyada kendilerine gururla yer bulmalarını istiyoruz. Tasarladığımız kıyafetlerle bu düşüncemizi desteklediğimizi düşünüyoruz. Bu mesajlarla aynı zamanda iki kadın olarak, kadınlara kendi hayatlarının tanrıçaları olma yönünde desteklemeyi hedefliyoruz
Gelecek hedefleriniz arasında neler yer alıyor?
Her zaman ilham veren bir marka olmayı amaçlıyoruz. Yakın zamanda kişiye özel tasarımlar yapmak için de çalışmalara başlayacağız. Dünyanın birçok yerinde, farklı tarzlarda farklı kültürlerde insanlara ulaşmak istiyoruz. Aynı zamanda takip ettiğimiz, sevdiğimiz tasarımcılarla veya markalarla iş birliği yapmak bizim için büyük mutluluk olur.
Bize kendinizden bahseder misiniz? Marka nasıl kurulum süreci nasıl başladı?
Sinem Taşkın: ben çocukluğumdan itibaren hep bir şeyler çizerdim. Küçük yaşlarda kendi kıyafetleri çizmeye zamanla onları dikmeye başladım. Hep yaratıcı bir mesleğim olmasını istedim. Tasarımcı olma isteğim de o zamanlar da başladı zaten. Ardından endüstriyel tasarım okudum. Endüstriyel tasarım okumak bana tasarım alanında çok şey kattı. Üniversite eğitimim devam ederken bir taraftan İstanbul Moda Akademisinde ve Vakko Esmod’ta farklı birçok eğitim aldım. Marka kurma fikri hep aklımızdaydı. Ama hazır olmak için biraz beklemek istedik. Daha sonra eslem ile marka sürecimiz başladı. Her zaman birbirimizden farklı düşünüyoruz, bu şekilde de birbirimizi çok iyi tamamladığımızı düşünüyorum.
Eslem Taşkın: benim de moda her zaman ilgimi çekmişti. Çünkü hep hayatımızdaydı. Aslında ben kimya mühendisiyim. Mühendislik çok farklı bir alan gibi görünse de gibi proje yönetimi gibi birçok konuda öğrendiğim beceriler marka sürecimizde olumlu etkiledi. Bir taraftan da farklı okullarda moda ve marka yönetimi ile ilgili, web tasarımıyla ilgili eğitimler aldım. Çünkü tasarımın yanında marka yönetmenin, Pazar yerleri bulmanın ve sosyal medya yönetiminin ne kadar önemli olduğunun farkındayım. Moda sektöründe de benim ilgimi çeken kısımlardan biri oldu zamanla. Çünkü işin içine girince her birinin olmazsa olmaz birer parça olduğunu görmüş olduk. Sinem ile birlikte severek marka yolcuğumuza devam ediyoruz.
Koleksiyonlarınızın oluşum sürecini anlatır mısınız? Nelerden ilham alıyorsunuz?
Bize göre her şey ilham kaynağıdır aslında. Dokunduğumuz gördüğümüz hissettiğimiz her şeyin ilham kaynağı olduğunu düşünüyoruz. Geçmişten ilham almayı seviyoruz. Yüzyıllar öncesinin gösterişli stilini modern dünyaya uyarlama fikrini seviyoruz. Böylece geçmişi, geleceği ve bu zamanı birlikte görüyoruz. Koleksiyonu oluştururken tabi ki gelecek trendleri göz önünde bulundurup referans alıyoruz ancak yalnızca trendlere uymak için çabalamıyoruz. Çünkü trendler geçici stil kalıcıdır. Biz de marka kimliğimizden kopmak istemiyoruz.